BASIN BÜLTENLERİ

Türkiye’den Çin’e Teknoloji İhracı

Otomotivin Geleceğini Temsil Eden Elektrikli Araçlar için, DMA, China Aviation Lithium Battery (CALB) ile Stratejik Ortak Oldu

Elektrikli araç üretimi konusunda en ileri teknolojiye sahip dünyanın sayılı şirketlerinden biri olan DMA, teknolojisini Çin’e ihraç ediyor. Çin’de kurulan CADMA ortaklığı, Çin’de üretim gerçekleştiren markalar için ‘modele özel’ elektrikli tahrik sistemleri geliştirip üreterek, 5 yıl içinde milyar dolarlık bir şirkete dönüşecek.

Türkiye’nin ilk tip onay belgeli elektrikli araç üreticisi Derindere Motorlu Araçlar (DMA), teknolojisinin kullanım hakkını Çin’e taşıyor. Dünyanın en büyük batarya üreticilerinden biri olan Çin devlet şirketi China Aviation Lithium Battery (CALB) ile Çin’de gerçekleştirilecek elektrikli otomobil geliştirme ve üretimi konusunda anlaşma imzalayan DMA, stratejik önem taşıyan bir ortaklık kurdu. Çin’den gelen yetkililerin Türkiye’de aracı test etmelerinden sonra, Ar-Ge ve üretimi tamamen Türkiye’de yapılan araçlardan 1 tanesi test edilmek üzere Çin’e ihraç edildi. DMA Yönetim Kurulu Başkanı Önder Yol, “Elektrikli araç üretiminde dünya üzerinde söz sahibi olmak isteyen Çinli yetkililer, gönderdiğimiz araçları test ettiler ve araçlardan çok etkilendiler” dedi. Dünyanın en büyük otomobil pazarına sahip olan Çin, 2017 yılından itibaren ülkede otomobil üreten şirketlere “%1 Elektrikli araç üretim ve satış şartı” getiriyor. Buna göre, 2017 yılından itibaren herhangi bir üreticinin, satışını gerçekleştirdiği araçların yüzde 1’i elektrikli olmaz ise diğer araçlar için belli bir miktar ceza ödemek zorunda kalacak. Çin sadece bu yılsonuna kadar yaklaşık 250 bin adetlik elektrikli araç üretimi hedefliyor. DMA elektrikli otomobil üretmek isteyen markalar için DMA teknolojisini Çin’e taşıyor.

Görüşmeler 2 yıl sürdü

Bataryaların, elektrikli araçların vazgeçilmez parçaları olduğunu ve bu konuda gerekli teknolojiyi geliştiremeyen şirketlerin başarıya ulaşmasının imkânsız olduğunu söyleyen DMA Yönetim Kurulu Başkanı Önder Yol, “Elektrikli araçta başarıya giden yol, yazılım ve bataryadan geçiyor. Biz tamamen kendimize ait olan yazılımlarımız ile elektrikli araç üreticileri arasında saygın bir konumdayız. Sahip olduğumuz bu teknoloji, 2014 yılında gerçekleştirdiği 23.5 milyon adetlik toplam satışla dünyanın en büyük otomotiv pazarına sahip olan Çin’in de ilgisini çekti. Yaklaşık 2 yıl süren görüşme sürecinin ardından, dünyanın en büyük batarya üreticilerinden biri olan ve Çin devlet şirketi China Aviation (AVIC) çatısı altında faaliyet gösteren China Aviation Lithium Battery (CALB) ile ortaklık anlaşması imzaladık” diye konuştu. Çin’de küçük ve orta ölçekte pek çok elektrikli araç üreticisi olduğunu ancak bu markaların imal ettikleri araçlardaki teknolojilerin yeterli olmadığını belirten Yol, “Elektrik motoru ve pil takınca araç elektrikli olmuyor. Elektrikli araçlarda başarının sırrı, enerji ve motoru güvenle yönetecek yazılımları yapmaktan geçiyor. Bizi farklı kılan teknolojimiz, Çinli yetkililerin elektrikli araç üretimi konusundaki talebinde önemli bir rol oynadı” dedi.

5 yıl içinde milyar dolarlık şirket olacak

Çin borsasına kayıtlı devlet şirketi olan CALB ile ‘CADMA’ adında ortak bir şirket kurduklarını belirten Önder Yol, “İmzalanan anlaşma çerçevesinde elektrikli araçlar için geliştirilecek tahrik sistemlerinin Ar-Ge ve üretim faaliyetleri Türkiye’de gerçekleştirilmeye devam edecek” dedi. Önder Yol, Çin’de üretim yapabilmek için yerel bir şirketle ortak olma zorunluluğu bulunduğuna ve bu nedenle DMA teknolojisini kullanacak markalar arasında dünyanın önde gelen pek çok üreticisinin de yer alabileceğine dikkat çekti. Yol, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Anlaşmaya göre, kendi otomobiline uygun şekilde elektrikli tahrik sistemleri geliştireceğimiz ve üretme entegre edeceğimiz her markadan, belli bir oranda Ar-Ge bedeli alınacak. Ayrıca CADMA ile çalışan her marka, belli adette bir üretim garantisi verecek. Her araç başına da belli bir gelir hedefimiz var. CADMA, teknoloji ihraç eden bir şirket olarak 5 yıl içinde cirosunu milyar dolar seviyesine çıkaracak. Çin yerel pazarında faaliyet gösteren şirketlerin neredeyse tamamıyla görüşme halindeyiz. Bazı yerel üreticilerin araçlarını elektrikli hale getirmek için şimdiden birçok ön anlaşma imzaladık.”

Türkiye’de batarya fabrikası kurulabilir

Son dönemde elektrikli araç konusunda, dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinin de önemli atılımlarda bulunduğunu hatırlatan Önder Yol, bu noktada herkesin Çin pazarını hedefleyerek hareket ettiğini söyledi. Çin hükümetinin elektrikli araç geliştirilmesi ve üretimi konusunda aldığı radikal kararların, otomotiv endüstrisinde dengelerin değişeceğini net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Önder Yol, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çin kaynaklarından aldığımız bilgilere göre, ABD’nin en büyük iki teknoloji şirketi, araçlarında kullanacakları piller için Çinliler ile görüşüyor. Ancak biz şu anda Türkiye olarak onlardan çok daha iyi bir noktadayız. Hatta şartlar oluştuğunda CADMA bünyesinde Türkiye’de bir batarya fabrikası kurulması konusunda da ön anlaşmamızı yaptık. Çinliler, Avrupa’da elektrikli araç üretiminde yaşanacak talebe karşı, Türkiye’yi AB’ye açılan kapı olarak gördüklerini ifade ettiler. Orta vadede hem iç hem de dış pazara üretim yapacak şekilde Türkiye’de batarya fabrikası kurmayı hedefleyebiliriz.”

Ceza ve teşvik elektrikli talebini uçuracak

Çin hükümetinin elektrikli araç üretimi konusunda almış olduğu radikal kararlar arasında cezai yaptırımların yanı sıra önemli bir teşvik mekanizmasının da bulunduğuna dikkat çeken Önder Yol, benzer kararların Türkiye’de uygulanması halinde elektrikli araç bilincinin ve talebinin hızlı bir biçimde Türkiye’de de yayılacağını söyledi. Önder Yol konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çin sadece otomotiv endüstrisi için değil, hem çevresel etkiyi azaltmak hem de ülkenin enerji tasarrufuna katkı sağlamak amacıyla da sıkı önlemler alıyor. Örneğin Pekin ve diğer büyük şehirlerde satılan elektrikli araç başına üreticiye 10.000 dolar teşvik veriliyor. Bu rakam elektrikli hafif ticari araçta 50.000 dolara, otobüste ise 100.000 dolara kadar çıkabiliyor. Federal hükümetin verdiği teşvikler aracın kullanıldığı yere göre, araç başına 45.000 dolara kadar çıkabiliyor. Şangay’da ise, belediye elektrikli araç başına 15.000 dolar ilave teşvik verirken, aracı plaka tescil masrafından da muaf tutuyor. Türkiye’de elektrikli araç üretimi ve buna mukabil yan sanayinin geliştirilmesi için teşvik mekanizmasının hiç vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde uygulanması gerekiyor.”

Hangi ülke ne kadar teşvik veriyor?

  • Norveç: Elektrikli araç kullanımını artırmayı amaçlayan Norveç, bunun için öncelikli olarak şehirdeki şarj ve park noktalarının altyapısını tamamladı. Elektrikli araçların tamamen ücretsiz şarj olmasını sağlayan Norveç, elektrikli araçlardan gider vergisi ve plaka tescil vergisi de almıyor.
  • ABD: Elektrikli araçlar için finansal sübvansiyonlar sunulan ABD’de, elektrikli araçlar ayrıca otoyollardaki özel şeritlerden de faydalanabiliyor. Araç başına verilen destekler çeşitli eyaletlerde araç başına 7.500 dolara kadar çıkıyor.
  • Şangay: Elektrikli araçlar plaka vergisinden muaf tutuluyor. Bu da kullanıcılarına 10 bin dolarlık bir devlet katkısı anlamına geliyor. Şangay’ın teşvikleri sayesinde 2014 yılının Ocak-Ağustos dönemindeki elektrikli araç satışı 2013 yılının aynı dönemine göre yüzde 328 oranında artarak 31 bin 137 araca ulaştı. 2014 yılının ilk 8 ayında Çin’de üretilen hibrit araç sayısı 6,621’e, elektrikli araç sayısı da 16,276’ya yükseldi.
  • İngiltere 3.500 sterlin, Fransa 5.000 Euro’ya kadar çeşitli finansal desteklerde bulunuyor.
  • Almanya: Elektrikli araçlar 10 yıl boyunca yıllık otomobil vergisinden muaf tutuluyor.
  • Portekiz: Ülkede satılacak ilk 5.000 elektrikli araç için, araç başına 5.000 Euro’ luk bir devlet katkısı veren Portekiz, konvansiyonel aracını elektrikli araçla değiştirmek isteyen vatandaşlarına da 1.500 dolarlık takas desteği sağlıyor. Elektrikli araçlardan trafik tescil vergisi de alınmıyor.
  • Çek Cumhuriyeti: İş amaçlı kullanılan bütün elektrikli taşıtlar yol vergisinden muaf tutuluyor.
  • Yunanistan: Elektrikli araçlardan trafik tescil vergisi alınmıyor.

 

CALB Hakkında:

China Aviation Lithium Battery (CALB) tasarımı tamamen kendisine ait olmak üzere, dünya genelindeki kamu kuruluşları ve sanayi şirketlerine çeşitli uygulamalar için geliştirdiği teknoloji ile pil ve güç sistemleri üretimi gerçekleştiren Çin’in lider firmaları arasında yer almaktadır. Ulusal sermayeli dev bir şirket olan CALB, 140 milyon dolar kayıtlı sermayesi, 600 milyon doları aşan yatırım portföyü ve dünya genelinde 2 bini aşkın çalışanı ile faaliyetlerini yürütmektedir. Merkezi Çin’in Luoyang bölgesinde bulunan ve 2009 yılında Dünya’nın en büyük lityum üreticisi olma hedefiyle kurulan CALB, stratejik olarak yenilenebilir enerji depolama, ulaşım, rüzgâr ve fotovoltaik enerji depolama, telekomünikasyon, madencilik ekipmanları ve demiryolu taşımacılığı alanlarına odaklanmaktadır. CALB, ürettiği geniş kapasiteli, yüksek performanslı lityum-iyon piller ile uzun çevrim ömrü, yüksek güç yoğunluğu, mükemmel güvenlik performansı, düşük kendi kendine deşarj oranı ve benzersiz düşük sıcaklık performansı sunmaktadır. Küresel vizyonu ile Elektrikli Araç ve enerji depolama alanlarında hızlı bir büyüme ve lider olma hedefi ile yola çıkan CALB, ABD, Avrupa, Japonya, Kore ve Tayvan başta olmak üzere dünyanın pek çok pazarında faaliyet göstermektedir. ISO9001 sertifikalı bir üretici olan CALB, imalatını gerçekleştirdiği lityum-iyon hücreleri ve enerji depolama sistemleri ile küresel bazda düşük karbon ekonomisi ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyerek, bugün ve gelecekte mevcut en iyi pil çözümleri sunmayı amaçlamaktadır. CALB’ın bağlı bulunduğu China Aviation (AVIC) 2014 yılında yaklaşık 65 milyar dolar ciroya ulaşmıştır. AVIC’in dünya genelinde 10 binin üzerinde çalışanı bulunmaktadır.

DMA mühendisleri tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk ve tek elektrikli taksisi yola çıktı

DMA, tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilen elektrikli taksiyi İstanbul’da yollara çıkardı. Elektrik motoru sayesinde hem çevreyi koruyan, hem de sunduğu konfor ile büyük ilgi gören DMA Taksi, taksiciler için oldukça ekonomik bir seçenek olarak dikkat çekiyor. İstanbul’daki tüm taksilerin elektrikli olması halinde yılda 1 milyar TL’lik yakıt tasarrufu sağlanabileceğini belirten DMA Yönetim Kurulu Başkanı Önder Yol, DMA Taksi’nin Türkiye’deki elektrikli araç kullanım oranına önemli ölçüde etki edeceğini söyledi. DMA Taksi, dizel veya LPG fark etmeksizin, içten yanmalı motorlar ile çalışan tüm araçlara göre 10 kattan daha fazla yakıt ekonomisi sağlarken, bakım ihtiyacını da neredeyse ortadan kaldırıyor.

Tek şarj ile yaklaşık 400 kilometrelik bir menzile sahip ilk ve tek yerli elektrikli aracı üreten Derindere Motorlu Araçlar – DMA, Türkiye’de yine bir ilke imza atarak, elektrikli taksiyi de yollara çıkardı. Türkiye’nin ilk ve tek elektrikli taksisi olma özelliğine sahip olan DMA Taksi, İstanbulluların kullanımına sunuldu.

Elektrik motoru sayesinde sunduğu ‘sıfır emisyon’ ile çevreyi kirletmeyen DMA Taksi, sessiz, kokusuz ve titreşimsiz motoru ile aynı zamanda yolcularına bugüne kadar hiç yaşamadıkları bir konfor sunuyor. DMA Taksi deneyimini yaşayan yolcuların, taksi seçimlerine daha da dikkat eder hale geldiğini söyleyen DMA Yönetim Kurulu Başkanı Önder Yol, “Toplu taşımacılıkta konfora önem veren çevreci taksi yolcuları, DMA Taksi’yi tercih ediyor. Öte yandan sağladığı bakım ve yakıt tasarrufunun yanı sıra ikinci el alım garantisi ile taksicilerden de büyük bir ilgi görüyoruz” dedi. Önder Yol ayrıca, DMA Taksinin sağladığı bakım ve yakıt avantajı ile yaklaşık iki yılda kendisini amorti ettiğini ifade etti.

“1 Milyar TL yakıt tasarrufu sağlanabilir”

DMA Taksi’nin, dizel veya LPG fark etmeksizin, içten yanmalı motorlar ile çalışan tüm araçlara göre 10 kattan daha fazla yakıt ekonomisi sunduğuna dikkat çeken Önder Yol şöyle konuştu: “Sadece İstanbul’da yaklaşık 20 bin taksi faaliyet gösteriyor. Bu taksilerin tamamı elektrikli olması halinde yılda yaklaşık 1 milyar TL’lik yakıt tasarrufu sağlanabilir. Uzun vadeli bir hedef olsa da dünyanın gittiği yoldan ilerlememiz gerektiğini düşünüyoruz. Elektrikli araç kullanımının her alanda yaygınlaştırılması için gerekli teşvikleri verilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Biz DMA olarak dünyanın geleceği olan elektrikli araç ve yan sanayinin ülkemizde oluşmasına, gelişmesine ve büyümesine önemli katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye’nin geleceğine yön verecek olan bu girişimin hızla yaygınlaşması için daha çok desteğe ihtiyacımız var. Dünyadaki örneklere baktığımız zaman artık Türkiye’nin de bu konuda bir yol haritasına ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Mesela Almanya 2020’de 1 milyon, Çin ise 4 milyon elektrikli araç kullanımını hedefliyor.

İngiltere’de 2020 sonrası elektrikli olmayan araçların şehir merkezine 50 kilometre mesafeden fazla yaklaşamayacakları söyleniyor. Öte yandan yine İngiltere’de 2018’den itibaren sadece elektrikli motora sahip taksiler çalışma ruhsatı alabilecekler. İskandinav ülkeleri de bu sektördeki tüm vergileri sıfırladığı gibi üretilen elektrikli araç başına 10 bin Euro da destek sağlıyor. Biz ülkedeki elektrikli araç üretiminin geleceği için önemli bir adım attık. DMA Taksi de bu yolun önemli kilometre taşlarından birini temsil ediyor. DMA Elektrikli taksilerin kullanımı arttıkça ülkenin bu alandaki bilincinin de doğru orantılı bir biçimde artacağını öngörüyoruz.”

Günde 150 TL’lik yakıt yerine 12 TL’lik elektrik

DMA Taksi’nin şoförü Mert Al, DMA Taksi’nin diğer taksiler ile kıyaslanamayacak kadar ekonomik olduğunu belirtirken, yolculara sunduğu ayrıcalıklı konfor ile de müşteri memnuniyetinin arttığını söyledi. Elektrikli taksi kullanan ilk şoför olan Al, “Normalde taksilerde 2 şoför çalışır. Gündüzleri en az 60 TL ve geceleri yine en az 80 TL olmak üzere günde ortalama 150 TL yakıt almak zorunda kalırlar. Bu tüketim çoğu zaman ayda 4 bin 500 TL’yi aşar. Ben ise günü yine yaklaşık, 10 - 12 TL’lik bir elektrik kullanımı ile bitirebiliyorum. Taksi işletmecilerinin en önemli maliyet kalemleri arasında yağ ve bakım yer almaktadır. DMA Taksi ’de içten yanmalı bir motor görev yapmadığı için bakım gerektiren herhangi bir parça da bulunmuyor. Bunlar bir taksici için gerçekten çok önemli avantajlar” diye konuştu.

Şarj konusunda da sıkıntı yaşamadığını belirten Mert Al, “Şehir içinde, günde 500 – 600 kilometre yol yapıyorum. Aracı da hem evimde hem de taksi durağımda şarj edebiliyorum. Mecidiyeköy, Fulya, Levent Taksim gibi belli başlı yerlerde şarj istasyonları olduğu için de herhangi bir sorun yaşamıyorum. Zaten İstanbul’da artık birçok noktada şarj istasyonu bulunuyor. İstanbul trafiğinde tam şarj ile 370 kilometreye kadar ulaştım” şeklinde konuştu.

Tek şarj ile 400 kilometre

Tek şarj ile yaklaşık 400 kilometrelik bir menzil sunan ilk ve tek yerli elektrikli taksi olan DMA Taksi ‘de, 53 kwh’lık lithium-ion piller kullanılıyor. Entegre hızlı şarj ünitesi sayesinde, şehir şebekesindeki 380V’luk elektrik ile 15 dakikalık şarjda 40 kilometrelik menzile ulaşabilen DMA Taksi’nin tamamen boşalan pillerini de sadece 2,5 saatte doldurabiliyor. Trafikte yapılan dur-kalk esnasında ortaya çıkan geri kazanım enerjisi de pillere aktarılarak ekonomi sağlanıyor. DMA Taksi, 5-8 Şubat 2015 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek “TaxiWorld” fuarında da görücüye çıkacak.

 

Türkiye'nin İlk "0 Emisyonlu Maratonu"

Dünyanın Tek Kıtalararası Maratonunda Koşu Zamanı Takip Araçları Dma Elektrikli Araçlar Oldu

Elektrikli araç teknolojileri geliştirmek ve elektrikli araç üretmek üzere faaliyetlerini sürdüren Derindere Motorlu Araçlar (DMA), Vodafone 36. İstanbul Maratonu’nun resmi araç sponsoru olarak Türkiye’de bir ilke imza attı. Yeşil Maraton kapsamında katılımcıların saat takibi yapmaları amacı ile kullanılan 4 adet yüzde 100 elektrikli DMA aracı, maraton katılımcılarına emisyondan uzak sağlıklı bir koşu atmosferi sundu.

Elektrikli araçların Türkiye’deki geleceğine inanan ve bu yönde çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren DMA’nın bu maratonda resmi araç sponsoru olarak yer alması, ilk defa bu kadar geniş katılımlı bir spor etkinliğinde elektrikli araçların çevreci misyonuna dikkat çekmesi yönünden kitlesel bir farkındalık yarattı.

Uzun yıllara dayanan otomotiv ve teknoloji birikimlerinin ardından, 2007 yılından beri faaliyet gösteren DMA, binek araçlara kendi teknolojisini uygulayarak, onları yüzde 100 elektrikle çalışan araçlar haline getirerek pazara sunuyor. Şu an ürettiği yüzde 100 elektrikli araçların sunduğu 400 km’lik menzil değeriyle dünya genelinde referans olarak gösterilen DMA, aracın içine entegre edilen hızlı şarj ünitesi sayesinde 1.5 saatte tam kapasite ile şarj olabiliyor.

 

Tek Şarj İle 280 Km Yapan Elektrikli Araçlar Yola Çıktı

Teknolojisi ve üretimi DMA - Derindere Motorlu Araçlar’a ait elektrikli araçlar satış ve kiralamaya sunuldu. Aracın en önemli parçası olan elektronik beyin üniteleri ve buna ait yazılımları tamamen DMA tarafından geliştirilen elektrikli araçlar, tek şarj ile yaklaşık 280 km yol yapabiliyor. Türkiye’nin “ilk ve tek” TSE Tip Onay Belgesi’ne sahip olan elektrikli araçlar, teknolojisi ve menzili ile sektörde rakipsiz olma özelliği ile dikkat çekiyor...

Özkan Derindere ve Önder Yol tarafından 2007 yılında kurulan Derindere Motorlu Araçlar (DMA), Türkiye Otomotiv Sektörü’nün önemli kilometre taşları arasında yer alacak olan DMA teknolojisi ile ürettiği elektrikli araçları yola çıkarıyor. Türkiye’nin “ilk ve tek” Tip Onay Belgesi’ni alan DMA teknolojisine sahip elektrikli araçlar, tek şarj ile yaklaşık 280 kilometre yol kat edebiliyor. Şehir şebekesinin her yerinden temin edilebilen 220 V kaynak ile yaklaşık 8 saatte tam olarak şarj edilebilen elektrikli araçlar için isteğe bağlı olarak, ülke genelinde kurulmuş ve sayıları her geçen gün artan Avrupa Standardı tip 2 şarj istasyonlarından da faydalanılabiliyor. Tüketicilere ve şirketlere hem kiralama hem de satın alma alternatifleriyle sunulan elektrikli araçların satış fiyatı 120 bin TL seviyesinde iken; operasyonel filo kiralama fiyatları ise aylık 900 Euro seviyesinde.

“Yılda 1.200 elektrikli araç üretim kapasitesine sahibiz”

Projenin, DMA teknolojisi kullanılarak elektrikli otomobil üretme projesi olduğunu anlatan DMA Kurucu Ortağı Özkan Derindere, elektrikli araçların geleceğine inandıklarını ve bu konuya yatırım yapma kararı aldıklarını anlattı. Proje için gereken finansmanı tamamen kendi öz kaynaklarından karşıladıklarını söyleyen Özkan Derindere “Proje kapsamında şu ana kadar yapılan ve bundan sonra da yapacaklarımız ile otomotiv sektörüne ve ülke ekonomisine pozitif katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Bu araçların sağladığı faydaları göz önüne aldığımızda, bu proje geleceğe güvenle bakmak isteyen herkesin projesidir” dedi.

Özkan Derindere konuşmasına şu şekilde devam etti; “DMA olarak kısa vadede; binek ve hafif ticari araçlara DMA teknolojisi uygulayarak, onları %100 elektrikle çalışan araçlar haline getirerek pazara sunmayı hedefliyoruz. Orta vadede hız ve hacim kazanmak için, sınırlı sayıda modele yoğunlaşacağız. Projemizin uzun vadeli hedefi ise, yüksek bir yatırım hedefi ile DMA markalı ürünler üretmek ve pazarda önemli bir oyuncu olmaktır”.

Bugün itibarı ile aylık 100 ve yıllık 1.200 adetlik bir kapasiteye sahip olduklarını söyleyen Özkan Derindere, belirli adetlere ulaşıldığında, her biri kendi konularının en iyileri tarafından üretilen komponentleri, onlarla birlikte Türkiye’de üretmek konusunda yatırım yapmaya hazır olduklarını ve bu konuda ön protokoller imzaladıklarını da ifade etti.

Menzili ve batarya avantajı ile rakipsiz

Projenin mühendislik çalışmalarını üstlenen DMA Kurucu Ortağı Önder Yol ise, elektrikli araçların ekonomik önceliği olan kullanıcılar için tasarruf anlamına geldiğini, diğer kullanıcılar içinse çevreci özellikleri ile ön plana çıktığını anlattı.

Araçların en önemli parçası olarak kabul edilen elektronik beyin ünitelerinin ve buna ait yazılımların tamamen DMA mühendisleri tarafından geliştirildiğini belirten Önder Yol, araçların menzili ve şarj özellikleri ile rakipsiz olduğunu belirtti. Yol, araçların üretim sürecine ilişkin olarak şöyle konuştu; “Bu araçlar yaklaşık 13 aylık bir test ve izin sürecinden sonra satışa sunuluyor. Üretilen ilk araçlar, gerçek yol koşullarında yaklaşık 500 bin kilometrenin üzerinde test edildi. 40kWs Lityum bazlı bataryaları ve 62 kW sürekli (84 kW maksimum) güç üretme kapasiteli elektrik motoruyla 225 Nm-325 Nm tork değer aralığında yüksek bir performans sunan DMA teknolojisini; 3 yıl, 100 bin kilometre DMA garantisi ile kullanıma sunuyoruz.”

Teknolojik üstünlükleri ile fark yaratıyor

DMA teknolojisine sahip araçların, birçok teknolojik üstünlüğü de bünyesinde barındırdığını ifade eden DMA Ar-Ge ve Üretim Direktörü Alper Baykut, araçların sürekli olarak kullanıcısını bilgilendiren multimedya sistemine ve uzaktan erişim teknolojisine dikkat çekti. Baykut, kullanılan DMA Multimedya Sistemi’nin ara yüzü sayesinde sürücü ve yolcularını sürekli bilgilendirerek; aracın şarj, hız ve kullanım durumuna ilişkin birçok veriyi anlık olarak aktardığını ve sürüş güvenliğini artırdığını ifade etti.

DMA’nın Turkcell ile gerçekleştirdiği teknolojik işbirliğinin de önemine dikkat çeken Baykut, sadece elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen DBS (DMA Bilgilendirme Servisi) uygulamasının önemli bir fark yarattığını kaydetti. Baykut, “Kullanıcılar, DMA teknolojisine sahip araçlarıyla ilgili birçok veriye IOS ve Android işletim sistemine sahip akıllı telefonlar üzerinden, diledikleri zaman, diledikleri yerden kolaylıkla erişebilecek; anlık olarak araçları ile ilgili şarj durumu, menzil, kalan şarj süresi gibi birçok veriyi online takip edebilecekler” dedi. Turkcell teknolojisi ile DMA için özel olarak tasarlanan bu uygulamanın birçok teknolojik üstünlüğe sahip olduğunu ifade eden Turkcell Teknoloji Genel Müdürü Semih İncedayı ise, “Ekonomik ve çevre dostu olmaları sayesinde elektrikli araçlar her geçen gün daha çok kişi ve kuruluştan ilgi görüyor.

Geleceğe damgasını vuracağını umduğumuz bu araçların yaygınlaşması için en son teknoloji ile desteklenmeleri şart. Turkcell olarak, sunduğumuz özel tasarlanmış servis ile DMA imzası taşıyan elektrikli araçların kullanıcılarına, filo takibinde lojistik departmanlarına ve araç sahiplerine önemli bir kolaylık sağlıyoruz” şeklinde görüşlerini aktardı.

Devletin konuya olan duyarlılığından son derece memnun olduklarını söyleyen Özkan Derindere, bu yaklaşımın başta kendilerinde olmak üzere, tüm girişimci ve yatırımcılarda büyük moral etkisi yarattığını, herhangi bir ortak arayışı içerisinde olmadıklarını ancak projenin verimliliği ve gelişimi açısından fayda sağlayacağına inandıkları bir teklif olursa bunun değerlendirebileceklerini de ifade etti.